Ağlama Kardeşim 

Sınıfımıza yeni başlayan bir bıcırımızın ağlama sesini duyan Özgür, arkadaşını teselli edemeden geçemedi, “Ağlama ağlama, baban seni almaya gelecek. ”

***

Acemilik Günleri 

Okulumuzun ilk günlerinde öğretmenimiz “Hadi bakalım çocuklar, yemek yemek için trene biniyoruz!” dediğinde, Semih arkadaşımız birden duygulanmaya başladı. Ali Emre Semih’e, “Ne oldu, neden ağlıyorsun?” diye sorduğunda Semih gayet açıklayıcı bir cevap verdi: “Daha yeni başladım, alışacağım!”

***

Her An Ağlayabilirim

Zeynep arkadaşımız bu sabah evden çıkarken biraz ağlamaklıydı. Annesi arayınca nedenini öğrendik. Demiş ki Zeynep, “Anneciğim bugün dişim sallanıyor. Okulda her an ağlayabilirim. Öğretmenime iletebilir misin?”

***

Uçmayan Uçurtma 

Uçurtma şenliğimizde uçurtmalarımız gökyüzünde rengârenk uçuşurken, Mehmet Hakan arkadaşımız öğretmenimizin yanına gelerek ”Öğretmenim, babam bana uçmayan uçurtma almış. Söyleyeyim de uçanından alsın.” dedi.

***

Navigasyonun Bir İşlevi Daha 

Mehmet Emin Şentürk Değerler Öğretmeni Hülya Öğretmenle konuşuyor:
-Biliyor musun öğretmenim ben büyüyüp baba olunca, çocuğumu buraya İlknur Öğretmen’e, Aybebe’ye getireceğim.
-Peki, sen baba olana kadar İlknur Öğretmen burada olur mu?
-Olsun benim arabamda Navigasyon olacak. İlknur öğretmenim nerede olursa ben onu bulurum.

***

Günaydın Fıstık
Sait Amca her günkü gibi yine Damla’yı almaya gitmişti. Her gün farklı biri olan Damla bu sefer de Laz kızı Fadime’ydi. Sait Amca’sı ona: “Günaydın Fıstık!” deyince Damla her günkü gibi “Sana da günaydın!” demedi. Ne dedi Sait Amcasına biliyor musunuz: “Senin fıstık diyen o ağzını yerim ben.”

***

Resmim Size Yeter
Diğer altı arkadaşı gibi Hazar’ımızı da ilkokula tam donanımlı olarak yolcu ediyoruz. Biliyoruz ki gittiği okullarda öğretmenleri Aybebe Okul Öncesi Sınıfı’ndan gelenleri tıpkı bizim gibi çok sevecektir. Betül Öğretmen Hazar’la konuşuyor: “Hazar, bizden ayrı olduğun zamanlarda seni çok özleyeceğiz.” Hazır cevap Hazar:
“Üzülmeyin, giderken resmimi bırakırım.”

***

Karttan Cip Çekmek
Bu yıl arkadaşlarım bir harika. Furkan, Asude ve Berra servisteyiz. Sait Amca ile Furkan konuşuyor: Bu arabayı değiştirip bir cip alsana. Param yok ki. Paran yoksa kartında mı yok. Karttan çekersin. Karttan çeksem de cip almaya yetmez ki. Tamam, o zaman. Kumbaramdaki paraları getirsem alabilir misin? Kumbaranda ne kadar paran var ki. Çok, yarın sana getireyim. Sen de cipi alırsın. Ertesi gün bir avuç dolusu parayı Sait Amca’ya uzatır. Al bunu, karttan da çek ve senin de bir cip’in olsun. Ben arabamdan memnunum. Cip almak istemiyorum. Paralarını kumbarana yeniden at. İlerde sen kendine bir cip alırsın tamam mı? İyi düşündün mü, bak bir daha istersen vermem ona göre.

***

Arabada Yer Kalmadı ki
Okula gelmek için servise ilk defa binen Mehmet Halim annesinden ayrılmanın hüznünü yaşıyordu. Damla’nın evine yaklaşırken sordu: Şimdi kimi alacağız? Damla’yı. Sonra, İpek’i; sonra Hülya Öğretmen’i sonra da… Mehmet Halim araya girdi: Arabada yer kalmadı ki…

***

Aybebe’den Damlalar
Zeynep Hanım Damla’yı servise verirken seslendi. “Çantanın önüne servis parasını koydum alırsınız.” “Peki” dedi Sait Amca. Hareket ettik. Sait Amcası Damla’ya seslendi. “Sen bana para mı getirdin.” “Hayır, ben getirmedim. Annem gönderdi.” “O zaman çantayı uzat da parayı alayım.” “Sen zahmet etme, ben veririm.” Damla parayı çıkarıp verirken de: “Bak kaybedersen umurumda değil, ona göre…”

*** 

Kelebekler Sınıfı olarak sohbet saatimizde “Büyümek için neler yapmamız gerektiği”ni konuşuyorduk. Halime Zehra yerinden kalkarak: “Öğretmenim, çok büyürsek evimize ve okulumuza sığamayız. Dev oluruz, dev. Evimiz de okulumuz da yıkılır.”

***

Hayvanat Bahçesine geldiğimizde, Ahmet Yusuf: “Vallaha burası köy gibi…”

*** 

İç organlarımızı sayan Aslıhan kaptırmış gidiyor: “Akciğer, karaciğer, kalınciğer, inceciğer…”

*** 

Her zamanki gibi Sait Amcası Damlayı servisten indiriyor. Damla Sait Amcasının kafasına baktı baktı… ve: “Senin saçlarının önünü yolmuşlar Sait Amca…” “Sanki senin babanın saçlarının önünü yolmamışlar.” “Evet babamın saçlarının önünü de yolmuşlar…

*** 

Furkan arkadaşımız bir drama oyunu esnasında kendini baba rolüne o kadar kaptırmıştı ki sesleniverdi: “Hayaatıım, çok acıktım, yemek hazır mı?”

***

Delikanlı Eren
“Deli misin Eren?” “Hayır, ben delikanlıyım.” “Delikanlı ne demek Eren?” “Karısı hasta olduğunda ona vitamin çayı getirmek demektir.”